Günlük işlerimizde, okul ve iş performansımızda verilen görev ve ödevleri zamanında bitirmek konusunda bazen zorluk çekebiliriz. Etrafımızda dikkatimizi dağıtacak pek çok şeyin olduğu gün gibi bir gerçek. Odak süremizi etkileyen durumların en başında yetersiz veya fazla uyku süresi, sosyal medya, yemek düzenimiz ve kaygı seviyemiz gelir.
İş ve okul performansımızı yükseltmek ve daha üretken olmak elbette mümkündür. Bu konu ile ilgili psikolog yardımına başvuran insanlar en çok erteleme şikayeti ile bize gelirler. Aslında bu erteleme durumunun arkasındaki diğer semptomlar, bizi bu duruma sürükler.
Dikkat ve Odaklanma Üzerine Araştırmalar
Sağlıklı ve üretken bir hayat için evvela fiziksel sağlığımızı korumamız gerekmektedir. Harward Üniversitesi’nde yapılan geniş çaplı bir araştırmaya göre, yetersiz uyku ve dinlenme Amerikan ekonomisine yıllık 64 Milyar dolarlık zarar vermektedir. İnsan vücudunun günlük ihtiyaç duyduğu uyku süresi 7-9 saat arasındadır. Bundan az ya da çok uyumak üretkenliğimizi olumsuz yönde etkilemektedir. Ayrıca gün ortasında ihtiyaç duyulan enerjinin yenilenmesi için de 30-60 dakika kadar uykuya ihtiyaç duyarız. Eğer bunlara dikkat edersek, iş ve okul performansımızın gün geçtikçe daha iyi hale geldiğini görürüz.
Öte yandan, en az uyku kadar büyük önem arz eden beslenmemize de dikkat etmemiz gerekmektedir. Beyin, insan vücudu kütlesinin %5 kadar küçük bir bölümünü kaplar ancak ihtiyaç duyduğu enerji, günlük edindiğimiz enerijnin %25-30 kadarına eşittir. Bu demek oluyor ki beynimizin ihtiyaç duyduğu enerjiyi sağlamak bizim iş ve okul performansımızı doğrudan pozitif etkileyecektir. Diyetimize dikkat etmeliyiz. Ne çok az ne de çok fazla beslenmeliyiz. Çok fazla enerji alan vücut, bu besinleri sindirmek için de ekstra enerjiye ihtiyaç duyacağı için beyni de eksta yormaya başlayacaktır.
Sosyal Medya Kullanımı Dikkat Üzerinde Olumsuz Etkiye Sahip
Sosyal medya kullanımı artık gün geçtikçe odak sürelerimizi iyiden iyiye azaltmaya başladı. TikTok ve İnstagram’da gördüğümüz içeriklere yalnızca 5-10 saniye dikkat etmeye alışan beyin, çok uzun odaklanma süresine ihtiyaç olmadığını öğrenecektir. Bu durum da saatler süren odağa ihtiyaç duyan işlerdeki performanslarımızı düşürecektir. Sosyal medya kullanımımıza bir denetlemek getirmek bu durum ile mücadele etmemizi kolaylaştırmamızda bize yardımcı olacaktır. Mümkün olduğunca TikTok ve Reels videolarını izlemeyi azaltmalıyız ki genel olarak da dikkat süremiz artsın.
Belki de en önemli dikkat dağılmasına sebep olan durum ise kaygılarımız. İnsanoğlu, kaygılı bir canlıdır. Kaygı duygusu bize hizmet eden çok hayati bir duygudur. Asıl amacı, karşımıza gelebilecek olumsuz senaryolardan bizi korumaktır. Ancak elbette fazla kaygı, bizim günlük işlerimizi çok olumsuz yönde etkileyecektir. Bir işe başlamadan önce gelen “çok zor” ve “ben bunu yapamam çünkü…” ile başlayan düşünceler her ne kadar ufak görünse de benim profesyonel görüşüme göre bize en çok zarar veren durumdur. Kaygılarımızı kontrol etmek iş ve okul performansımızı çok olumlu yönde etkileyecektir. Ancak söylemesi kolay. Her birimiz gün içinde veya genel olarak hayatımızda bazı kontrol etmesi zor olaylar ile karşılaşırız ve bu olaylar da bize kaygı verici düşüncelere yöneltir.
Eğer günlük stres seviyemizi ve kaygılarımızı kontrol edemiyorsak, lütfen bir psikolog yardımı almaktan çekinmeyiniz. Psikolog ile görüşmeler sırasında, kaygılarımızın kökeni ve çözümü ile ilgili konular üzerinde konuşulur. Algı ve odak seviyelerimiz hakkında bazı yararlı egzersizler ile bu bilgiler pekiştirilir ve beynimiz zamanla hayata karşı çok daha ılımlı bir bakış açısı elde etmeye başlar. Eğer çevrenizde veya kendinizde kaygı bozukluğu sorununa tanıklık ediyorsanız, alanında uzman bir psikolog arayışına girmek, verebileceğiniz en büyük ve hayat değiştiren karar olabilir.