Hayat resmen kozmik bir şaka gibi. 70-80 senelik bir bilinç ile var oluyor sonra çekip gidiyoruz. Evrenin yaşına kıyasla köz kırpmasından bile daha kısa bir sürüyor insan hayatı. Belli bir yaşa geldiğimiz zaman da varoluşumuza bir anlam katmaya dair düşüncelere sahip olmaya başlıyoruz. Varoluşçu psikoterapinin en büyük 4 başlığının hizmet ettiği kavramlardan bir tanesidir hayat amacı.
Kimi insan dindar bakış açısı ile hayatın amacının bir tanrıya hizmet etmek ve ibadet olduğunu düşünürken, dindar yaklaşıma sahip olmayan insanların düşünceleri de tamamen farklı oluyor. Ancak her grup için de sabit olan şey, hayatı yaşamaya değer kılacak arzuların peşinden koşmak.
Bu Konuda Çok Fazla Bilgi Kirliliği ve Fikir Mevcut
Hayat amacı öyle ilk yaptığın anda büyük ve sarsılmaz bir aşk yaşayacağın bir aktivite yada meslek değildir. Kişiler bunu böyle algılıyor. Tıpkı ilk görüşte aşkın sağlıklı olmadığı gibi, ilk yapışta tutulmak da sağlıklı değildir. Bir tutkuyu inşa etmek gerekiyor. Bu hemen olacak bir şey değildir. Ancak olduğu zaman da artık amaçsız bir hayata dönmek mümkün olmuyor. Amaç insanı diri tutuyor. İşleyen demir, gerçekten de pas tutmuyor.
Peki Nasıl Bulunuyor Bu Hayat Amacı? Yolda Yürürken Yerde Bulmuyoruz Herhalde?
Bu soruyu soruyorsak, zaten bir değişim arzuluyoruz demektir. Değişim arzuluyorsak da irade ile çaba gerekiyor. Bir kere buna kendinizi zihnen hazırlamanız gerekiyor çünkü ne yazık ki güzel şeyler kendi kendine olmuyor ve çaba-sabır istiyor. Bu sadece hayat amacı gibi aşırı elzem bir konu için değil, her ama her mevzuda böyle dostlar. ‘Ama üşeniyorum, eriniyorum’ gibi düşüncelerden kurtulmak sizin iradenize kalmış bir şey.
1-Kabullenmiş ve Kararlı Yaklaşım
Kabul ve kararlılık terapisi (ACT) hayat amacına yönlendirme konusunda çok başarılı bir felsefeye sahip. Burada kişinin dikkat etmesi gereken, ‘olmak istediği kişiyi belirlemek’. Yani 5-10-15 sene sonra kendisini nerede bulursa mutlu olur ve iyi hisseder? Bu doğrultuda bir değerler listesi oluşturmanız gerekiyor.
Örneğin 5 yıl sonraki ben şunlara sahip olmalı;
1-Ekonomik bağımsızlık ve rahatlık
2-Çok kitap okuyan bilgili bir zihin
3-Teknolojiye adapte, yeni gelişimleri takip eden
Bu örnek bir liste. Bunu istediğiniz kadar çoğaltabilirsiniz. Kısa vadede ulaşmak istediğiniz hedefler ise sayısı az olmalı, uzun vadede ise daha çok olabilir. Çünkü kısa vadede çok madde eklerseniz muhtemelen yorulacaksınız ve yapmayacaksınız. Gerçekçi olun. Kapasitenizi bilin. Kapasiteniz 1 madde mi? O zaman 1 madde koyun. Bu ayıplanacak bir şey değil. 1 madde 1 maddedir, gelişimdir değişimdir, yeterlidir.
Daha sonrasında bu maddelere ulaşmak için atmanız gereken adımları kısa kısa yazın. Ufak bir checklist gibi yapılacaklar listesi yapın. Böl-parçala-yönet mantığında ilerleyin. Bunlar sizin eylemleriniz olacak. Değerlerinize ulaşmak adına uygulamanız gereken kararlı eylemleriniz. Bu eylemleri tek tek ve sırayla yerine getirmeye odaklanın. Tek gündeminiz, çok daha önemli bir konu olmadığı sürece sadece bu konuları bu adımları tamamlamak olmalı. Bu listeyi takip etme davranışına başlamak bile büyük bir adımdır. Tek tek bu maddeleri bitirdiğiniz zaman zaten başladığınızdan çok daha farklı ve iyi bir konumda olacaksınız. Ancak püf noktası, kendinize fazla yüklenmeyin. Rahat bir alan açın kendinize. Bu maddeleri yerine getirirken, oluşabilecek sıkıntıları kabul edin. Çünkü kaotik bir dünyada yaşıyoruz ve sıkıntılar her an her şekilde gelebilmeye gebedir. Bunu inkar etmeyin. İnkar etmek yalnızca zaman kaybettirir. Kabul edin ve sıkıntıları tek tek çözün. Çözüme odaklanın, soruna değil.
Ayrıca bazen ara vermeniz gerekiyor. Dinlenmeniz gerekiyor. Bu araları çok uzun tutmayın. 1-2 gün başka bir iş ile ilgili şeyler yapabilirsiniz. 1-2 günlük dizi film eğlence aralığı belirleyebilirsiniz. Aceleniz olabilir, ama acele edecek kadar vaktiniz yok. Kendinize kötü yaftalar yakıştırmayın. Yapabileceğinize olan inancınız o anda olmasa bile, sanki İNANIYORMUŞ GİBİ cümleler sarfedin kendinize. İlk başta
–mış gibi yapın. Kendinize hakaret etmeyin, aşağılamayın. Sonuçta elinizden gelenin en iyisini zaten yapıyorsunuz. Kendinizin lideri olun, mobbing uygulayan bir patron olmayın. Sonunda her attığınız ve tamamladığınız adımda, olmak istediğiniz kişiye daha da yaklaşacaksınız. Kararlarınızı, olmak istediğiniz kişiye yaklaştıran bir eylem olup olmaması doğrultusunda almaya çalışın. ‘Bu karar, beni olmak istediğim kişiye yaklaştıracak mı uzaklaştıracak mı?’ sorusu her kararda aklınızda bulunmalı.
2-Japon İkigai Felsefesi
Basit ve anlaşılır bir sistemi var İkigai kavramının. 4 temel başlık üzerinde durur. Yapmak istediğiniz şeyi, hayatınızın amacını bulmak adına sormanız gereken 4 soru;
1-Yeteneklerim neler? Elim veya zihnim hangi mesleklere yatkın?
2-Ne istiyorum? Ne tür bir işte yada meslekte uğraşmak beni mutlu eder?
3-Bu yapmak istediğim şeye dünyanın ihtiyacı var mı? Talep var mı?
4-Bu işten para kazanabilir miyim? Nasıl kazanırım?
Aslında bu kadar basit. Tüm bunlara sağlıklı cevaplar vermeye çalışın. Ancak lütfen GERÇEKÇİ OLUN. Bu yazıdaki açıklamalar yeterli değilse, İkigai kavramı hakkında internette çok detaylı bilgiler sunan kaynaklar mevcut. Oralardan okumalar yapabilirsiniz.
3- Deneyimleyin. İlginizi Çeken Alanları Denemeye ve Tecrübe Etmeye Çalışın
Gayet açıklayıcı bir alt başlık oldu zaten. Burada insanların zorlandığı şeylerden bir tanesi, değişimden korkuyor olmaları. Bulunduğu yer cehennem de olsa, tanıdık olduğu için kendisini konforlu hisseden bir beyine sahibiz. Kendimize cenneti tanımak için fırsat vermeliyiz. Bunun için de cennet hakkında bilgiler edinmeliyiz. Öğrenme aşamasına geçmeliyiz. İlgilendiğimiz konular hakkında eğitici ve öğretici videolar izleyebiliriz. Bilgilendirici yazılar okuyabiliriz. Bu ilgi alanı ile aktif olarak uğraşmak için ihtiyacımız olan materyallerin listesini çıkarıp, bu materyalleri elde etmeye odaklanabiliriz.
Öğrenme aşaması bittikten sonra, yavaş yavaş uygulama alanına kendinizi atmaya çabalayın. Bir anda usta olmanızı kimse sizden bekleyemez bu mümkün değildir. Teorik bilginiz ne kadar çok olursa olsun, uygulamada bazı şeyler farklı olabiliyor. Bunu kabullenerek hareket edin. Uygulama aşamasına geçildikten sonra zaten değişmiş oluyorsunuz. İlk başladığınız noktadan çok farklı bir yerde buluyorsunuz kendinizi.
Herkesin sevdiği bir alan vardır. Bir alan diğerinden aşağılık veya üstün değildir. Siz kendiniz gerçekten arzuladığınız şeyi bulduğunuz zaman, kim ne derse desin, legal çerçeveden çıkmadan o yoldan vazgeçmezsiniz zaten.