Beyin denilen organ, diğer organlardan çok ama çok farklı çalışıyor. Beyinde yer alan Hipothalamus ve Thalamus olarak adlandırılan bölgeler beynin belirli bilgileri unutmasına sebep oluyor. Bunun sebebi, beynin her şeyi hatırlamak istemediği.
Aslında bakıldığı zaman beynin böyle bir fonskiyona sahip olması son derece gerekli. Çünkü kafatasımızın kapladığı alan sınırlıdır. Yani beynin büyüyebileceği maksimum boyut sınırlandırılmış haldedir. Dolayısıyla yeni bilgilerin gelmesini mümkün kılmak için beyin, Thalamus sayesinde eski ve uzun süredir kullanılmayan bilgileri silmeye başlayacaktır. Bu sayede hem enerjiden hem de mekandan tasarruf edecektir.
20 sene önce okuduğumuz ve üzerine bir daha hiç düşünmediğimiz bir kitabı beyin tamamen silebilir. Çünkü o kitap ile alakalı nöronların neredeyse hiç kullanılmadığını anlayabilen bir sisteme sahiptir. Yani unutkanlık denilen durum aslına bakarsanız gayet doğal ve gerekli bir durum.
Hangi Durumlar Hafızada Yer Edinir?
Yukarıda da anlaşıldığı üzere, üzerine mesai harcanan konular beyinde çok daha fazla ve aktif olarak kullanılan nöron ağları oluşturacaktır. Eğer bir konu hakkında ne kadar fazla mesai harcarsak, o bilgi ile ilgili nöral bağlantılar da artacağı için de Thalamus organı bu bilginin önemli bir veri olduğunu ‘’varsayacaktır’’. Bu yüzden de o bilgiyi silmeyecek ve tutacaktır.
Ayrıca beyin, neyin önemli neyin önemsiz olduğunu, duygular doğrultusunda belirler. Eğer başımıza gelen bir olay karşısında duygu yoğunluğumuz ne kadar fazla ise, Thalamus bu olay hakkında daha fazla detayı zihne kaydetmeye meyilli olacaktır. Eğer yaşadığımız olay bizim zihnimizdeki anlam dünyasında bize pek önemli bir yere sahip değilse, o durumu hafızaya kaydetmeyecektir. Yani duygusal yoğunluk da zihnin belirli şeyleri zihninize kaydetmesi konusunda elzemdir.
Bir durum hakkında çok büyük bir bilgi birikimine sahip olmak için, o durum hakkında duygusal bir yoğunluk hissetmeniz ve bu durum hakkında çok düşünmeniz ve araştırma yapmanız gerekir. Eğer bu durum sizin için önemli değilse beyin bu konuda herhangi bir şey yapmayacağı için o durumu unutmanız da böylece mümkün olacaktır.
‘’Hafıza-i beşer, nisyan ile malüldür.’’ – Şair Muallim Naci.
Hafızamızı Güçlendirmek İçin Ne Yapabiliriz?
Bunun için hafızanın nasıl çalıştığını anlamak lazım. Yukarıda zaten bahsetmiştik. Bu bilgiler doğrultusunda neler yapılması gerektiğini de belirleyebiliriz.
–Tekrar Etmek: Ne demiştik? Bir mevzunun hafızamızda yer edinmesi için aslında o durumla ilgili mesai sürelerimizi arttırmamız gerekiyor. Yani o konu ile ilgili verilerin daha fazla zihnimize girmesi için sürekli tekrar yapmamız gerekiyor. Ne sıklıkla tekrar yapılması gerektiği kişiden kişiye değişiyor elbette. Ancak tekrar etmek, öğretmenlerimizin dediği gibi aşırı ama aşırı önem arz ediyor.
–Duygu Yoğunluğu : Bir konunun, kişisel hayatımız açısından neden önemli olduğunu anlamak, o konunun hafızamızda daha fazla yer edinmesi konusunda yardımcı olacaktır. Bunun için o konu hakkında çalışırken, bu konuyu anlamanın bireysel hayatımızda ne derecede bir öneme sahip olduğunu kendimize hatırlatabiliriz. Neden bu konu hakkında çalışmanın önemli olduğunu anlamamız lazım. Bu biraz felsefi düşüncelere benzeyecektir elbette ama felsefe her yerde her konuda işimize yarıyor görüldüğü üzere.
Diyeti Ayarlamak : Kaslı bir vücuda sahip olmak için insanlar ilk önce yağı kesip, protein alımını arttırıyorlar. Çünkü kas bağlarını sağlayan proteinlerdir. Eğer spordan sonra daha fazla protein alımı yapılırsa, çalışma sırasında kılcal seviyelerde parçalanmış kasların onarımı için gerekli olan gerçekleşmiş olacaktır.
Beynin de aslında çalışma mekanizması farklı değil. Beynin nöron bağlantıları yağ ve proteinler ile mümkün oluyor. Bir konu hakkında çalıştıktan sonra yağ ve protein alımını arttırırsanız, yeni bağlantıları kurması için beynin ihtiyaç duyduğu besinleri de elde edeceğiniz için beynin işini kolaylaştırmış olacaksınız. Eğer beynin elinde ihtiyacı olan besin yoksa, o bağlantıyı neyle kuracak? Elbette kuramayacaktır.
Vitamin ve Mineraller: Elbette beynin tüm işlerini gerçekleştirmesi için ihtiyaç duyulan şeylerin en önemlileri arasında bu ikili geliyor. Yeterince vitamin ve minerale sahip olmayan beyin, yeterli enerjiye sahip olmayacağı için, zamanla kendisine az enerji sağlandığı için eski bilgileri çok daha hızlı unutmak zorunda kalacaktır. Çünkü elinde yeterince enerji olmadığı için kendi bütünlüğünü ve çalışma verimini düşürmeye başlamak zorunda kalacaktır. Yani aslında bakarsanız vitamin ve mineral eksikliği IQ ve EQ seviyelerinde de nörolojik seviyelerde düşmelere sebebiyet verecektir.
REFERANSLAR
“The science of effective learning with spacing and retrieval practice” by Shana K. Carpenter, Steven C. Pan, and Andrew C. Butler, 2 August 2022, Nature Reviews Psychology.
DOI: 10.1038/s44159-022-00089-1