Rüya içerikleri rüyada gördüklerimiz, rüya temalarıysa rüyalardaki karakteristik içerikler demektir. Rüyalarda evrensel içerikler olduğuna inanılsa da rüya içeriğinin kişiye özgü olduğu düşünülür. Örneğin Psikanaliz ekolünün öncüsü Freud’a göre para, pencere, şapka, çiğnemek gibi içerikler evrenseldir ve sırasıyla dışkıyı, kadın cinsel organını, erkek cinsel organını ve cinsel birleşmeyi temsil eder. Kişinin yüksek bir yerden düşüşünü görmesi çoğu kişinin rüyasında daha önce deneyimlemiş olduğu evrensel bir içeriktir ve yoğun korku içeren, şiddetli stresi temsil ederken, mutlulukla uçuyormuş olduğunu gördüğün rüyalar ise düşük stresle olan ilişkiyi gösterir.
Rüyaların içerikleri kişinin günlük yaşantısından kesitler sunsa da aslında yaşanılan problemlerin duygusal anlamda bir yansımasıdır. Örneğin görülen kabuslar, tekrar eden olumsuz rüyalar veya tehditkar rüyalar kötü ruh hali, nevroz, anksiyete, depresyon ve stresle ilişkili görülmektedir.
Peki rüya içeriği nelerden etkilenir? Rüya içerikleri bastırılan düşüncelerden etkilenmektedir. Bilinçaltına itilmiş olan düşünceler rüyalarımızda ortaya çıkar. Mesela insomnia (uykusuzluk) hastalığı olan birinin uyuyamama konusundaki endişesi kişi tarafından bastırılmaya çalışıldıkça, daha çok insomnia ile ilgili rüyalar görürler. Bir başka örnek; sigarayı bırakmaya çalışan birinin sigarayla alakalı rüyaları görmesi daha olasıdır.
Rüya temalarının psikopatolojilere göre değiştiğiyle ilgili de araştırmalar vardır. Depresif insanların rüya temalarının içeriklerinin incelendiği bir çalışmaya göre antidepresan tedavileriyle birlikte depresif kişilerin rüyalarının duygusal içeriğinin de değiştiği görülmüştür. Ayrıca ağır depresif bir grup insanın rüya temalarının depresif olmayanlara göre hayal kırıklığı, yaralanma veya reddedilme gibi üzücü deneyimler içerdiği, kendilik algısıyla ilgili olumsuz temsillerin fazla olduğu görülmüştür. Soykırım sırasında en az bir yakınını kaybetmiş olan mültecilerin rüyalarında travma anı, kaybedilen yakının rüyaya gelişi gibi ortak temalar mevcuttur. Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) olan kişilerde travma sonrası rüyaların, travma sahneleriyle ilişkili olmasından bağımsız olarak travma olayının yaşandığı sırada hissedilen duyguları içerdiği gözlemlenmiştir. Kaygı bozukluğu olan insanlarda ortak rüya temalarına bakıldığında Obsesif Kompulsif Bozukluk, yani takıntılı düşünce ve davranış bozukluğuna sahip insanların rüyalarında genelde kompülsiyon temalı içeriklere, sosyal fobisi olanların genelde çocukluk travmalarına rastlanılmıştır. Şizofreni tanılı kişilerinse rüya temalarında şizofreni olmayan, sağlıklı bireylere oranla daha basit, duygusallıktan uzak, başkalarından ziyade kendisinin ön planda olduğu, tuhaf, olumsuz, saldırgan içerikler vardır.
Sonuç olarak, rüyalarımızda gördüklerimizin kesinlikle belli başlı içerikleri olmakla birlikte, bu içeriklerin temsil ettiği şeyler de vardır ve rüya ne kadar beyin işlevleriyle ilişkili olsa da yalnızca bundan ibaret değildir. Her ne kadar birçok araştırılma yapılmasına rağmen rüyalarla ilgili kesin kanıtlara ulaşılamasa da, rüyalarımızda gördüklerimizin bilinçaltımıza bastırdığımız düşüncelerle bir ilişki içinde olduğu yadsınamaz.