- “Cotard (Yürüyen Ceset)” Sendromu: Bu sendroma sahip insanlar yürüyen bir ceset olduklarını, iç organlarını kaybettiklerini ve vücutlarının çürüdüğü iddialarında bulunurlar. Bu hastalık 1880 yılında nörolog Cotard tarafından isimlendirildiğinden, hastalık “Cotard sendromu” olarak da bilinmektedir. Kesin bir tedavi bulunmamakla beraber genelde psikoterapi ve ilaç tedavisi birlikte yürütülmektedir. Bu sendromun sebebi de bilinmemektedir. 2008 yılında ortaya çıkmış örnek bir vaka şu şekildedir: Ailesi tarafından hastaneye sevk edilen 53 yaşında bir kadın öldüğünü ve balık kokusunda olduğunu söylemektedir. Ayrıca ölü insanlarla birlikte olabilmek için morga yerleştirilmek istemiştir.
- “Yabancı El” Sendromu: Kişinin ellerinden birinin kişinin bilincinden bağımsız olarak sanki kendi bilinci varmışçasına hareket etmesine sebep olan nörolojik bir bozukluktur. Kısaca kişinin ellerinden bir tanesi kontrolsüzce hareket etmektedir ancak bu hareket kasılma gibi anlamsız değildir. Tıpkı beyin kontrolünde, sanki kişi isteyerek hareket ettiriyormuş gibidir. Beynimizin sol yarımküresi, vücudumuzun sağ tarafını, beynimizin sağ yarımküresi ise, vücudumuzun sol tarafını kontrol eder. Hastalığın nedeni, beynin sağ ve sol yarımkürelerini birbirine bağlayan “corpus collosum” bağlantı köprüsünün işlevsizliği ve ya bozukluğudur. Bilinen bir tedavisi olmamakla birlikte, genelde doktor kontrolü eşliğinde elin kontrolüne sahip beyin yarımküresinin sakin tutulmasıyla birlikte etki azaltılabilir. Örneğin kişi müzikten (müzik, sağ beyin tarafından işlenir) hoşlanıyorsa ve kişinin sağ beyni kontrol dışıysa, kişiye huzur ve mutluluk veren müzikler dinletilmesi, istemsiz çalışan sol kolun sakin kalmasını sağlayabilir.
- “Likontropi” Hastalığı: Bu rahatsızlık, genel olarak bir hayvana dönüşebildiğini iddia etmek ve hayvan benzeri davranışlar sergilemek olarak tanımlanır ancak bu ikisinin bir arada olması şart değildir. Sendromlar genelde şizofreni, affektif bozukluklar, psikozlar, alkol ve madde kullanımına bağlı olarak görülür. Genelde izole kırsal bölgelerde yaşayan insanlarda görülme sıklığı daha fazladır. Diğer faktörler ise bilinçaltı cinsel çatışmalar olarak söylenmektedir. Psikopatolojik dilde likontropi; depersonalizasyon, benlik algısının bozulması, abartılmış düşünce olarak anlaşılabilir. Likontropi, belirli bir hastalığa özgü değildir ancak genelde şizofrenik ve affektif psikozlarda görülen bir çeşit sanrısal semptomdur. Hala kesin bir tedavisi olmamakla birlikte psikoterapi ve antidepresan ilaç tedavisi aynı anda yürütülür.
- “Alice Harikalar Diyarında” Sendromu: Kişilerin genelde kendileri de dahil olmak üzere nerdeyse etraflarındaki her şeyi normalden farklı görür. Kişi, vücudunu veya nesneleri gerçekte olduğundan daha büyük veya daha küçük hisseder. Sadece büyüklük ve küçüklük algısı olmamakla birlikte; sesleri gerçekte olduklarından daha sessiz veya daha yüksek duyabilir, doğru hız veya doku hissini kaybedebilir. Belirtileri; nesnelere dair algılarda değişiklikler oluşması, kendiyle alakalı algılarda farklılıklar oluşması, göz yanılsamaları başlangıcı, teleopsi ve pelopsi rahatsızlığı (yakın ve uzak algısı) başlangıcı, palinopsi (bir görselin sürekli olarak kişinin gözünün önüne gelmesi) oluşumu vb. Nedenlerinde ise genetik aktarım temel etki olarak görülmekle birlikte, uzun süren travmatik yaşantılar ve zorlayıcı stres faktörleri de düşünülmektedir ancak net bir sebep söylenemez. Tetikleyicilerde uzun süreli madde kullanımı, epilepsi krizleri, kişinin aşırı stresli olması, beyin tümörü , depresyon, ateşli hastalıklar gösterilebilir. Net bir tedavi yoktur ancak zaten hastalık genelde kendiliğinden düzelir. Düzelmediği takdirde, ilaç tedavisi hastalığı rahatlıkla kontrol altına alabilecek etkili bir yöntemdir.
- “Stendhal” Sendromu: Bu sendrom, estetiğin ön planda olduğu güzel bir sanat eserine veya mimari bir esere bakılması sonrası yaşanan baş dönmesi, çarğıntı, halüsinasyon,i nefes darlığı, göğüs ağrısı ve bilinç kaybı gibi semptomların eşlik ettiği psikosomatik bir bozukluktur. Sendrom, kişinin gördüğü sanat eserleri sonrası kendinden geçme hali olarak da belirtilir. Çok güzel bir sanat eseriyle karşılaşma sebebiyle ortaya çıktığı söylenmektedir. Görsel ve mimari sanatlar, sendromun en yaygın nedenleri arasındadır. Bunların yanında göz kamaştıran bir gün doğumu ve ya dağ manzarası da bu sendromun ortaya çıkış sebebi olabilir. Belirtilerinin aynı panik atakta olduğu gibi terleme, kalp atış hızı artışı, paranoya hali, baş dönmesi, mide bulantısı vb. olan bu hastalığın tedavi aşamasında da meditasyon başta olmak üzere, eğer ki semptomlar sıklıkla yaşanıyorsa Bilişsel Davranışçı Terapi ve antidepresan ilaç tedavisi uygulanabilir.