Dil, yalnızca insan etkileşiminde bir ifade aracı değil aynı zamanda kimliğimiz ve dünya algımız üzerinde oldukça önemli etkiye sahip bir yapıdır. İki dilliliğin zengin dokusunda ilgi çekici bir konsept vardır: iki dilli bireylerin her dil için farklı kişilik özellikleri gösterebilmesi. Son yıllarda sinir bilimi ve dilbilim alanındaki araştırmacılar diller ve kişilik arasındaki bağlantıyı belirlemeye çalışıyorlar. İnsan beyninin dili nasıl işlediğini ve algıladığını inceleyen dünya çapındaki üniversite laboratuvarları, konu üzerindeki çalışmalarını her yıl yoğunlaştırıyor.
Ortaçağ imparatoru Charlemagne “başka bir dil konuşmak ikinci bir ruha sahip olmaktır” demişti ama başka bir dil konuştuğumuzda farklı kişilik özellikleri gösterdiğimiz fikri genellikle bir efsane olarak görülüyordu. Son zamanlarda araştırmacılar bir adım daha atarak bu fikrin arkasındaki bilimi inceledi ve konuyu ilgi çekici birçok açıdan analiz etti. Belki de en bariz olanı, iki dilli konuşmacıların her dil için farklı çağrışımlara (örneğin, bir dil için ev ve diğeri için iş) sahip olması ve dolayısıyla her biriyle farklı davranış türlerini ilişkilendirmesiydi.
En ilginçlerinden biri ise, farklı gramer yapılarının nasıl farklı davranışlara olanak sağlamasıydı. Örneğin, Yunanlıların çok gürültülü oldukları ve sık sık birbirlerinin sözünü kestikleri biliniyor. Bu durumda, bir dil bilimcisi bunun için spesifik bir gramer ve söz dizimi ile bağlantılı bir nedensellik önerdi: Yunanlılar konuşurken cümlelerine fiillerle başlarlar ve fiilin biçimi pek çok bilgi içerir, böylece ne hakkında konuştuklarını ilk kelimeden sonra zaten anlarlar ve bu yüzden birinin sözünü kesmek çok daha kolaydır.
İki dil bilen bireyler üzerindeki gözlemler ve onların kişisel raporları, genellikle dil değiştirdiklerinde farklı davrandıkları veya farklı kişiliklere sahip oldukları hissini doğruluyor. Birçok insan bir dilde daha iddialı, diğerinde daha çekingen hissediyor veya kendisini daha esprili, daha ciddi ve hatta daha kibar olarak algılıyor. Çocuklarda bu farklılıklar, dilin inceliklerinin davranışları şekillendirmede rol oynadığı sosyal etkileşimlerinde ortaya çıkabiliyor. İki dilli bir çocuk, belki de o dille ilişkilendirilen kültürdeki açıklık ve ifade edilebilirlikten dolayı, bir dil ortamında daha dışa dönük görünebilirken, diğerinde ise daha içe dönük görünebilir.
Dilbilimciler Jean-Marc Dewaele ve Aneta Pavlenko binden fazla iki dil bilen kişiyle röportaj yaptı. Sorulardan biri, insanların başka dilleri konuşurken farklı hissedip hissetmediklerini belirlemekti. Neredeyse üçte ikisi, dil seçimine bağlı olarak farklı kişilik özelliklerini ve alternatif duygu ifadelerini doğruladı. Başka bir çalışmada ise, iki dilli (İngilizce ve İspanyolca) kadınlardan kadınları farklı senaryolarda gösteren İngilizce televizyon reklamlarını izlemeleri istendi. Altı ay sonra aynı reklamları İspanyolca izlediler. Baruch College ve Wisconsin-Milwaukee Üniversitesi’nden yapılan bu çalışma, katılımcıların İspanyolca iletişim kurarken başkalarını ve kendilerini daha iddialı olarak algıladıklarını ortaya çıkardı. Ayrıca veriler, reklamdaki İspanyolca karakterleri de açık sözlü ve bağımsız olarak gördüklerini gösterdi. Oysa reklamda İngilizce konuşanlar “umutsuz, yalnız ve kafası karışmış” olarak görülüyordu.
Bu konuda kültürün etkisi gözardı edilemez. Dil çoğu zaman kültürel normlar, değerler ve beklentilerle ayrılmaz bir şekilde bağlantılıdır. İki dilli bir birey için her dil yalnızca bir dizi gramer kuralı ve sözcük dağarcığı değil aynı zamanda temsil ettiği kültüre açılan bir penceredir. Çocuklar bir dili öğrenip kullandıkça, onunla birlikte gelen sosyal ve kültürel nüansları da öğrenirler. Davranışlarını, kişilikte bir değişim olarak yorumlanabilecek bu kültürel beklentilere uygun olacak şekilde uyarlarlar.
Dahası, farklı dillerde farklı kişiliklere sahip olma fikri, karmaşık kendini ifade etme sürecinin aşırı basitleştirilmesi olabilir. İnsan kişiliği dinamik ve bağlama bağlı bir yapıdır. Tıpkı tek dilli bir bireyin farklı ortamlarda kişiliğinin farklı yönlerini sunabilmesi gibi (iş ortamında profesyonel, evde rahat bir tavır), iki dilli bir birey da benzer çok yönlülükle dilsel ortamlarda gezinebilir, davranışlarını kendisini içinde bulduğu dilsel ve kültürel bağlama göre ayarlayabilir.