23 Kasım 2024

Otizm, insan yaşamının ilk üç yılında ortaya çıkan gelişimsel bir bozukluktur. Doğan her 10 bin çocuktan yaklaşık olarak %15’inde otizm görülür. Erkeklerde kızlara oranla dört kat daha fazla rastlanılır. Dünyanın her yerinde her ırk, etnik ya da sosyal grupta otizm görülmüştür. Otizm, duyusal bütünleştirme bozukluğu ve iletişim bozukluğu olarak da değerlendirilebilir. Söz konusu bu iki alanda Tomatis Yönteminin, olumlu ve kalıcı etkileri olabilmektedir.

Tomatis Ses Terapisi ve Otizm
Tomatis Ses Terapisi, otizm için bir tedavi yöntemi değildir. Ancak, dinleme terapileri semptomları hafifleterek pek çok otistik insanın yaşamını büyük ölçüde iyileştirebilmektedir. Tomatis Ses Terapisinin otizm tanısı konan kişilerde çeşitli ölçülerde gelişme (iyileşme) gösterdiği ve sıklıkla başka terapilerle birlikte kullanıldığı tespit edilmiştir.

Tomatis Ses Terapisi, işitsel sistemi, bunun aracılığıyla da beyni uyararak otizmin semptomlarını belli ölçülerde azaltabilmiştir. Her otistik kişi farklıdır ve programa farklı yanıt verebilir. Pek çok vakada, aşağıdaki alanlarda düzelmeler görülmüştür:

· Sese karşı aşırı duyarlılığın azalması
Sesle daha iyi başa çıkabileceklerdir. Etraflarında olan bitenle bağlantı kurmaya başlayabilirler çünkü onları çevreleyen seslere karşı kendilerini daha az tehdit altında hissederler.

Sonuç olarak, daha az öfke nöbeti geçirebilir ve daha az tekrarlayıcı davranış gösterebilirler. Ayrıca daha fazla dikkat etmeye başlayabilirler.

· Azaltılmış dokunma hassasiyeti
Daha az dokunsal savunmacı oldukça temas kurma istekleri artacaktır ve başkalarıyla etkileşimde bulunmaya da başlayabilirler. Bu, onları daha sosyal yapar.

· Gelişmiş dil becerileri
Konuşmayan otistik çocuklarda alıcı dilin gelişmesi daha olasıdır. Sesleriyle denemeler yaparak daha fazla ses çıkarma girişiminde bulunabilir, anlaşılmaz sözler edebilirler. Daha gelişmiş dil becerileri olan çocuklarda ifade edici dil gelişebilir. Daha uzun cümleler kurabilirler ve bir şeyi betimlemek için daha uygun kelimeleri bulabilirler. Kendilerinden üçüncü şahıs olarak bahsetmek yerine “Ben” ve “Sen” gibi şahıs zamirlerini daha doğru kullanabilirler. Dile daha çok hâkim olmak iletişim kurma isteklerini de artıracaktır.

· Yemeğe karşı artan istek. Yiyecekleri konusunda daha az seçici olma
· Daha iyi Öz İmaj
Sesleriyle bağlantı kurmaya başlar başlamaz, öz imajları da gelişmeye başlayacaktır.

· Gelişmiş sosyal beceriler
İlişki kurma arayışında olmaya ve başkalarına daha iyi tepki göstermeye başlayabilirler.

Talimatlara daha çok uymaya başlayabilirler.

· Daha az saldırgan davranış
Başkalarına ve kendilerine karşı daha az saldırgan hale gelebilirler. Kendilerini daha az yaralamaya ve daha az tekrarlayıcı davranış göstermeye başlayabilirler.

· Daha çok göz teması
Gözünüzün içine bakmaya ve söylediklerinizi daha kolay anlamaya başlayabilirler.

Otistik kişiler seslere karşı aşırı duyarlı olduklarında önce bunu düzenlemeyi amaçlarız.

Bu engel ortadan kalktığında, daha iyi dinlemeye başlamalarına yardımcı olabiliriz. Aynı zamanda bu, duyusal bütünleştirmeyi geliştirmenin yolunu da açar. Bu iki unsur, yani gelişmiş dinleme becerileri ve daha iyi duyusal bütünleştirme, iletişim becerilerini geliştirmenin yapı taşlarıdır.

Seslere Karşı Aşırı Duyarlılığı Azaltmak
Otizmli kişiler, çeşitli duyarlılıkları olduğundan sıklıkla dayanılmaz acı çekerler. Pek çoğu sese karşı aşırı duyarlıdır. Acılarının şiddeti katlanılmaz olabilir. Bu aşırı duyarlılığın bazı belirtileri şunlardır:

Seslerden kendilerini korumak için elleriyle kulaklarını kapatmak
Sürekli gelen seslerle başa çıkmak durumunda kalmanın verdiği gerginlikle (sinirlilikle) büyük öfke nöbetleri geçirmek
Yoğun ve kafa karıştırıcı ses yağmuru karşısında, muhtemelen kendilerini yatıştırmak ya da dengelemek için aynı kelimeleri, sözcük öbeklerini ya da cümleleri tekrarlamak
Peki, neden sese karşı aşırı duyarlıdırlar? Nedeni dinleme şeklimizde saklı. Hepimiz hem kulaklarımızla hem de bedenlerimizle dinleriz. Derimiz ve kemiklerimiz mükemmel bir ses iletkenidir. Tüm bedenimiz sese tepki verir. Ancak, pek çok insanın aksine, birçok otistik çocuk (ve yetişkin) ağırlıklı olarak bedenleriyle dinler. Beden tarafından toplanan sesler, filtrelenmeden doğrudan beyne gider. Bu, arka plandaki alakasız seslerin filtrelenmediği anlamına gelir. Böylece, pek çok otistik kişi sürekli olarak seslerin saldırısına uğramaktadır. İnsanlar ağırlıklı olarak kulaklarıyla dinlediklerinde, yoğunluğunu azaltmak için sesler filtrelenir. Ayrıca, arka plandaki tüm sesleri süzerek dışarıda bırakabilirler. Böylelikle gerçekten önemli olana odaklanabilirler. Pek çok otistik kişi arka plan gürültüsünü filtreleme ve gerçekten önemli olana odaklanma yeteneğine sahip değildir.

Dolayısıyla, sese karşı aşırı duyarlı otistik kişilerle çalıştığımızda ilk hedefimiz kemik iletimi tepkisini duyarsızlaştırmak ve kulaklarını sesler için ana giriş haline getirmektir. Böylelikle, sesler doğru şekilde işlenebilir. Bunu, onlara vibratörlü özel bir kulaklık aracılığıyla frekansları danışana özel kişileştirilmiş ve ayarlanmış müzik dinleterek yapıyoruz.

Tüm duyumlarımız birbiriyle ilişkili olduğundan, seslere karşı aşırı duyarlılığı azaltmak sıklıkla dokunma hassasiyeti ve farklı dokulardaki yiyeceklerden kaçınma gibi başka duyarlılıkların da azalmasına yol açar.

İletişimi geliştirmek
Tomatis, eğer sesi iyi duyarsak ancak o zaman bir ses çıkarabileceğimizi keşfetmiştir.

Dolayısıyla, dinlemek konuşmanın temelidir. Bu nedenle, konuşmayı kontrol eden ve konuşmanın yoğunluk, akış, artikülasyon ve benzeri tüm parametrelerini denetleyen, paradoksal kulaktır. O yüzden kendini dinlemek başkalarıyla iletişim kurmanın esasıdır.

Konuştuğumuz zaman kendimizi dinleyerek bilinçsizce konuşmamızı gözlemleriz. Bu, dışarıdan gelen seslere (benimle konuşan annem) ve/veya içeriden gelen seslere (konuştuğum zaman çıkan kendi seslerim) odaklanma yeteneğine sahip olmamız gerektiği anlamına gelir.

Yukarıda gördüğümüz üzere, pek çok otistik çocuk onları tehdit eden uyarıcı bombardımanından kendilerini korumak için dışarıdan gelenleri duymazdan gelir. Muhtemelen aynı nedenlerle içeriden

gelenleri de duymazdan gelirler. Hem çevrelerindeki dünyadan hem de kendilerinden kopuk gibi görünürler. O nedenle iletişim çok zordur.

Tomatis Ses Terapi Programı, iletişimi teşvik etmek üzere kendini dinlemeyi geliştirmek için otistik çocuklara yardımcı olmaya çalışır. Bu bağlamda, ses egzersizleri bu amaca ulaşmakta anahtardır. Çocuklardan mikrofona konuşması istenir. Geribildirim döngüsü aracılığıyla çocuklar, seslerinin sağ kulaklarına geri geldiğini anında algılarlar; bu, dilin daha hızlı ve kesin işlenmesini sağlayan kulaktır. Sesler yalnızca kulaklara geri gelmekle kalmaz, kafatasının üzerine yerleştirilmiş vibratör sayesinde kemiklere de gelir.

Ses egzersizleri, çoğu kez, otistik çocuklar için özellikle de başlangıçta zordur. Çoğu kez, kendi seslerinden korkarlar ve hemen susarlar. Kendi seslerini ilk kez “dinlemektedirler”. O ana dek, muhtemelen kendilerini sesleriyle ilişkilendirmemişlerdir çünkü bu, bir benlik duygusuna ve kişinin bedenine dair bir kavrayışa sahip olmayı gerektirir ki çoğu otistik çocukta her ikisi de zayıftır.

Kemik titreşimi, bedenin daha iyi algılanmasının anahtarıdır, bu, benliğin gelişmesi için esastır. Çoğu kez, ses egzersizleri sırasında mikrofonu yutmaya çalışan otistik çocuklar gözlemlemekteyiz. Mikrofon tüm bedenlerine yansıyan yoğun bir titreşim sağlar. Onlara bedenlerini “hissetme” fırsatını verir. Bazıları bu deneyimden son derece keyif alır, ancak normal bir yetişkin, oluşan yoğun kemik titreşimine katlanamaz. Bu fenomen kendi içinde çok normaldir: basit bir konuşma olayı bedenimizin her yerinde titreşimler oluşturur, ama biz çoğu zaman bunun farkında değilizdir, bundan rahatsız da olmayız. Yapılan ses egzersizleri, onların bedenlerini “hissetmelerini”, ses üretme yeteneğini geliştirmelerini mümkün kılmakta, bu da onları bir dil edinmeye götürebilmektedir.

Onlara kontrollü bir şekilde ses üretme yeteneği vererek benlik duygusu geliştirmelerinin yolunu açıyoruz. Çok iyi bildiğimiz üzere, “kişinin kendi sesini bulması” kendini bulmasıdır. Sonuç olarak, aşağıdaki alanlarda çoğu kez iyileşme görülmektedir:

Kelimelerin genişletilmiş artikülasyonu
İlerleyen (artırılmış) ifade dili
Daha gelişmiş alıcı dil
Daha keskinleşen dinleme becerileri
Daha iyi ses kontrolü
Artan bir benlik duygusu gelişir
Tüm bedene dair daha derin bir farkındalık
Aşırı duyarlılığı azaltmanın ve duyusal bütünleştirmeyi düzenlemenin, otistik çocuk ya da yetişkinin, koruyucu kabuklarının da dışına çıkmasına izin vererek, aileleriyle ve çevreleriyle yeniden bağlantı kurmasına yardım etmede kilit adımlar olduğu açıktır. Tomatis Ses Terapi Programı öncelikle dinleme ve işitsel ses egzersizleri üzerine yoğunlaşırken, diğer duyular da eşzamanlı olarak değişmektedir.